7.01.2011

YILLIK ÜCRETLİ İZİN SÜRESİNDE İŞ GÖRMEZ HALE GELME

Yıllık ücretli izini kullanırken hastalanmanız ya da kaza geçirmeniz durumunda hastaneden istirahat için rapor almanız ve bunu  işverene bildirmeniz durumunda yıllık ücretli izniniz durdurulur. Ve rapor süresi işlemeye başlar.




Mesela 8 günlük ücretli izninizin 3.gününde hastalandınız, hastaneden 7 günlük bir rapor aldınız. Bu raporu işverene bildirdiğinizde yıllık ücretli izniniz dondurulur. Rapordaki süreç başlar. Yıllık ücretli izinden geri kalan 5 gün ise işvereninizin onayı ile rapor bitiminde ya da daha sonra kullanılabilir.




6.22.2011

İZMARİT

Sevgili Sertaç'ın İzmarit adlı hikaye kitabını beğendim ve sizlerle paylaşmak istedim.

''Onu tanımamız için okuluna yahut doğum tarihine ulaşmanız sizin için ne kadar önemli? bir isim, bir başkasının vermiş olduğu isim bir insan hakkında ne kadar bilgiye sahip edebilir sizi? ben size burada şu yaşta şurada okuyor desem ne değişir? belki normal ilişkişlerde olabilir ama bir yazar veya şair'de ne kadar etkilidir. '' işte böyle düşünen biri hakkında nasıl başlayacağımı bilememekteyim.




İlk olarak kendisinin yazdığı şiirlerle tanışmıştım, ilk çıkardığı kitap da Kronos'a Teslimim adlı şiir kitabıydı.Çeşitli dergilerde yayımlanan şiir kitabı dışında iki tane şiir derlemesine katıldı. Akabinde çıkardığı hikaye kitabını imzalayıp bana göndermiş, nasıl da mutlu oldum.





Kitap kısa kısa hikayelerden oluşuyor. Kitabı ilk elime aldığımda çok yorgundum. Normalde sürekli pozitif düşüncelerle beslenen ben ya karamsar hikayeler varsa performansımı düşürürse diye korkarak  ilk sayfayı açtım. İstanbul trafiğinde de öyle güzel gitti ki sormayın :) Kitap yetmiş sekiz sayfadan oluşuyor,istese de sıkamayacak bir yapıda.




Kitabın çok hafif olduğunu da söyleyemem, kimi zaman dokunaklı. Bazı hikayelerde kendinizden parçalar bulmanız muhtemel ancak sizi kıracak kadar ileri gitmediği de aşikar. Okurken keyif aldım çünkü kitaptakiler bana hiç yabancı değildi. İşte bu türk seneryosu diyeceğiniz bir bölümde gözümden kaçmadı tabi :)

İlk öykü kitabı tadında değildi siz de okursanız kitap hakkında söyleşi yapmak isterim.

Daha önceden bir şiir kitabı (Kronos'a teslimim), şimdi bir hikaye kitabı (İzmarit) ve şimdiler de bir roman yazma aşamasında olan sevgili İsmail Sertaç Yılmaz, bu güzel çalışmanı benimle paylaştığın için teşekkür ederim. Emeğine sağlık, başarıların daim olsun...

4.23.2011

23 NİSAN'DA BU BLOG ÇOCUKLARIN

Blogumun konuğu 10 yaşındaki Açelya Köse. Kendi dünyasında nasıl bir gelecek istediğini kendi elleriyle yazıyor. Güzel günlerin olsun geleceğin güzel insanı bayramın kutlu olsun..




Ben on yaşındayım 4. sınıfa gidiyorum.İleride öğretmen olmak istiyorum çünkü küçük çocukları çok seviyorum.Ben tek katlı bir evde oturmak istiyorum ve hiç kimsenin bana karışmamasını istemiyorum.Ben cıvıl cıvıl yeşillikli bir yerde oturmak istiyorum.Bir tane kedim olmasını istiyorum.Öğrencilerimin istediklerimi yaparım onlara vurmam sadece kızarım ders öğretirim çok ödev vermem ve onları çok severim.

4.21.2011

SOGLA

İki gün boyunca Boğaziçi Üniversitesinin farklı kampüslerinde gerçekleştirilen Sogla'nın etkinliğine katıldım. Kendileriyle ilk olarak İtü'de tanışmıştım, bekledim, güzel şeyler bekledim fakat Sogla,yaptığın kadar güzel şeyler beklememiştim.




İlk gün gerçekleşen konferansta daha önce tanışmadığım birçok insanla aynı ortamda bulundum. Daha önce hiç duymadığım projeler üzerinde ciddi çalışmalar yapan, insanlık için çalışan belki de beklentisi sadece bir tebessüm olan nadir insanlarla tanışmanın verdiği huzuru yaşadım. Bazılarıyla konuştuğumuz dil bile aynı değildi ama bir amaç etrafında toplanmıştık.



Öncelik vermek istediğim bölüm Sogla da görev alan öğrenci arkadaşlar. Onlar beni çok şaşırttı, onlar beni mutlu etti. O kadar profesyonelce organizasyonu yönettiler ki gözle görünen hiçbir kargaşa yaşanmadı. Ve organizasyonlarda alıştığımız sürekli bir yerlere koşan görevli öğrenciler yoktu, hepsi gayet sakin ve görevini gayet iyi bilen birer görevliydi :)



Konuşma listesi o kadar kalabalık ve saygın insanlardan oluşuyordu ki, o konuşmaların ardından öğrendiklerim , hissettiklerim bugün uyguladıklarıma ışık tutuyor.









 Ben birde aynı gün sosyal medyadan tanıştığım ve hoş paylaşımlarda bulunduğumuz iki değerli arkadaşımla tanıştım, Zakir Yenilmez ve Hakan Şanlıoğlu. Bizi bir çatı altında toplayan ve tamamen tesadüf olan karşılaşmayı sağlayan Sogla teşekkür ederim.



Özyeğin Üniversitesinden de hepsi birbirinden  güzel insanlarla tanıştım :)



İkinci gününde atölye çalışmaları vardı. Timur Tiryaki ile geçirdiğim saatlerin nasıl geçtiğini anlayamadım, doyamadım. Kısa süre de beyin fırtınası yaparak proje hazırladık. Günün sonunda ise bana  kısa sürede neler yapabileceğimi ortaya çıkartan Timur Beye minnettarlığım sonsuz oldu. Farkındalık yarattı ve üstünde oturup 2 gün durmadan düşündüm.



Sosyal bilinci fazla olan arkadaşlarımla hepsi birbirinden değerli tam tamına 11 proje ortaya çıkarttık. 






Mutlu geldim, farkındalık yarattım, öğrendim huzurlu ve mutlu ayrıldım.


Teşekkürler Sogla ailesi...

3.23.2011

İnsan Kaynaklarına Yön Veren Faaliyetlerin Zirvesi-1

Marmara Üniversitesinde gerçekleşen zirvenin ilk gününde çok saygın isimler ağırlandı.







İlk olarak, T-Box Genel Müdürü Doğan Kaşıkçı sunumunu gerçekleştirdi. T-Box'ın kısa bir tanıtımını yaptıktan sonra öğrencilerin okul döneminde dikkat etmesi gereken konulara dikkat çekti. Önerileri genel hatlarıyla;

  • ''Aksiyon yapmak ( part-time çalışma, staj)
  • Taktiksel- Stratejik planlar yapmak
  • Alışkanlıklar edinmek
  • Farklılaşma
  • Networking
  • Pozisyonlandırma ''    oldu.




                                                 T-shirt' ü T-box :)


Oldukça güncel ve renkli örnekler sunumu keyifli hale getirdi.









İkinci sırayı Finansbank İnsan Kaynakları Stratejik Planlama İşe Alım ve Kariyer Yönetimi -Barış Yeşilyurt aldı. Sunumunda bankacılık sektörüyle Finansbank'ı harmanlayarak anlatımı güçlendiren Barış Bey, sektör seçimine karar vermenin önemini vurguladı.






Ve günün son ismi Eczacıbaşı Holding İnsan Kaynakları Koordinatarü Ülkü Feyyaz Taktak oldu. Sunumları hazırdı fakat kendisi sohbet tadında merak edilenleri cevaplamak istedi. Bir buçuk saati de aşan güzel bir söyleşi oldu. Kendisine İk departmanı seçimiyle alakalı yöneltilen sorular da 'Makine Mühendisliği mezunuyum rakamlarla aram iyidir' demesine karşın ben bu kadar güzel konuşan eğitimci henüz tanımadım sanırım. O kadar farklı şehirler de o kadar farklı eğitimlere katıldım. Konuşmaların da ' ee ııı aaa ' vs. kullanmadan akıcı konuşan sözelci bir insana bile henüz rastlamadım. Ayrıca Türkiye de ilk 'İnsan Kaynakları Bölümü' tabelasının kendi odasına asıldığını belirtti. Yılların tecrübesi konuşmalarına öyle yansıyordu ki, zaten bildiklerini hiç hesaba katmıyorum, bir buçuk saat az geldi diyebilirim.





Teşekkürler Marmara Üniversitesi...

3.15.2011

ZAMAN YÖNETİMİ



Zaman nedir? 'en kıt en en eşsiz', 'son derece nazik', 'temel kaynak', 'hayattaki en acımasız en katı element'...
Zaman, herkesin eşit olarak sahip olduğu, ama herkes tarafından aynı şekilde kullanılmayan, son derece değerli bir kaynaktır.


Gerçek (Objektif) Zaman: Saatin gösterdiği zaman
Psikolojik (Subjektif) Zaman : Hissedilen zaman
Biyolojik (İçgüdüsel) Zaman: Alışkanlıklara göre kurulan saattir.

Yönetsel zaman; planlama, örgütleme, yönlendirme, eşgüdüm ve denetim gibi temel öğelerden oluşan bir süreçtir.Yönetimin önemli bir fonksiyonu olan planlamada amaçlar; 'zamanı' etkin kullanmak ya da eylemlerde zamandan arttırım sağlamaktır. Bunun sonucunda maliyetler ya düşer ya da verimlilik yükselir.Yöeticileri geleceğe yönelik hedeflerini belirleyip, hedefe en yakın zamanda hangi olanak, organ ve araçlarla varabileceğini belirlemesi gerekir.






İyi bir çalışma yapmak isteyen herkes zamanını akıllıca planlamak ve kullanmak zorundadır.


Zamanı etkili kullanamamızın başlıca sebepleri; Kararsızlık, sorumsuzluk, hedeflerin planlanmaması, gereksiz toplantılar, sık ziyaretler, dağınık masa düzeni, araçların yetersizliği, yetersiz ve yeteneksiz personel, hayır diyememek, öz denetim eksikliği...



Alınabilecek önlemlerin bir kısmı şu şekilde sıralanabilir:

  • Planlamaya önem verilerek,
  • Yetki devri oluşturularak,
  • Ziyaretçi zaman düzenlemesi yaparak,
  • Etkili masa düzeni oluşturularak,
  • Toplantı tekniklerini geliştirerek,
  • Zor ve sevimsiz işleri öncelikle bitirerek,
  • Mükemmelcilikten kaçınarak,
  • Yorucu ve zor işleri sabah saatlerine bırakarak,
  • İş yaparken konsantre olmak,
  • Formda olabilmek için yıllık tatilleri kulanarak,
'Boş zaman yoktur, boşa geçen zaman vardır'. Tagore


3.14.2011

TÜKENMİŞLİK




Tükenmişlik kavramı ilk kez 1974 yılında Freudenberger’ in yazdığı bir makale ile literatüre girmiştir. Freudenberger mesleki bir tehlike olarak gördüğü tükenmişliği; başarısız olma,yıpranma, aşırı yüklenme sonucu güç ve enerji kaybı veya karşılanamayan istekler sonucu bireyin iç kaynaklarında tükenme durumu” olarak tanımlamıştır.



Bireylerde tükenmişliği etkileyen iş ve örgütle ilgili faktörler öncelikle iş yükükontrolödülleraidiyetadalet ve değerler olarak belirlenmektedir


Tükenmişliğin belirtileri ise duygusal boyutta; Motivasyon eksikliği, kişisel güvende azalma, aşırı şüphecilik, çabuk öfkelenme, tatminsizlik, konsantrasyon bozuklukları, zihin karışıklığı, bilişsel becerilerde güçlük yaşama olabilir.


Bedensel belirtileri; Kronik yorgunluk, enerji kaybı, uyku sorunları, nefes darlığı, mide rahatsızlıkları olabilir.


Davranışsal belirtileri ise; Ani tepkisellik ve eleştiriye karşı aşırı duyarlılık, sinirlilik, kurallar konusunda katılık, alınganlık, işle ilgilenmek yerine başka şeylerle meşgul olmak, çevre ile ilişkilerde bozulma, sürekli bir savunma ve suçlama hali olabilir.




Örgütsel boyutta alınabilecek bir takım önlemler şu şekilde sıralanabilir:

•çalışanların görev tanımlarının açık ve net olarak yapılması,

•esnek ve katılımcı bir yönetimin olması,

•işe alımlarda kişi-iş uyumuna dikkat edilmesi,

•kişisel yetersizlikleri önlemek için hizmet içi eğitimlerin yoğunlaştırılması,

•işe yeni başlayanlar için ve iş değişikliklerinde gerekli oryantasyon çalışmalarının yapılması,

•görevlerde periyodik değişimler yapılması,

•görev ve ödüllendirmede adil bir sistem kurulması, gibi sorun çözmede kalıcı mekanizmaların oluşturulması uygulanabilecek çözüm yollarındandır.

Tükenmişlik bir süreçtir. Bir gece de ortaya çıkmaz.Tükenmişlikle ilgili sinyaller doğru algılanmalı, zamanında müdahale edilmeli ve yöneticiler ile çalışanlar tükenmişlik hakkında bilgilendirilmelidir.

2.25.2011

İTÜ İK ZİRVESİ

3 gün boyunca katıldığım etkinliğin günlere göre en çok beğendiğim performanslarla başlamak istiyorum.







1.Gün;



Baybars Altuntaş ve İdil Belli 'nin Liderlik ve Girişimcilik panelinde öğrenciler son derece ilgiliydi. En fazla soru sorulan panel oldu.İdil Hanım, zerafetiyle büyülerken Baybars Bey de samimiyetiyle cok sıcak bir ortam yarattı.Baybars Bey hayatı üzerine konuşurken birçok tavsiye de bulundu ve girişimcilik konusunda altı çizili birçok cümle kullandı.'Önce evet sonra hayır demeyi bilmelisiniz,iş fikrini kime sattığınız önemli,hayatta kaybedecek hiçbirşeyim olmadı'. İdil Hanım ise 'neleri istemediğinizi bilir ve elerseniz istediklerinizi daha rahat bulursunuz'.









Yine aynı gün Ertuğrul Belen'in Networking mi Torpil mi? paneli benim için 3 günün tartışmasız en iyi paneliydi. Sahneyi mükemmel kullandı ve bütün salonun dikkatini panel boyunca ayakta tutabilen çok başarılı bir sunumdu. Performansına hayran kaldım.
-Asansör konuşması
-El Sıkışması
-Kartvizit
-Networking ve torpil arasındaki farklar ve Network ağının genişlemesi için yapılması gerekenler üzerinde durdu.










2.Gün;
En ilgi çekici konulardan bir tanesi de İpek Aral Kişioğlu' nun Sosyal Medyada İk ve İşveren Pazarlamasıydı. Panel son derece keyifli, bi o kadarda ilgi çekici olmuştu. Panelden sonra kendini eksik hisseden ve kararlar alanları gördüğümde yeterince etkili olduğunu bir kez daha anladım.
-Sosyal medyanın yararları
-Sosyal medyayı etkin kullanmayı
-İş arama süreçlerinde yaratılması gereken farklar ve sosyal medyayla ilişkisi
-X,Y ve Z kuşağı gibi konulara fazlasıyla dikkat çekti.











Yücel Atış Yeni Ekonomi ve İş Fırsatları paneli yine salonun ilgisini çeken bir paneldi. Örnekleriyle son derece güçlenen sunum sonrası soru yağmuruna tutuldu. Uzun uzun konuşulmak istenmesine rağmen süre çok kısıtlıydı.Ayrıca 'müthiş' kelimesine bu kadar anlam katan başka insan tanımadım.







Timur Tiryaki hayatının kararlarını verirken neler düşündüğünü ve sıradışı insanların özellikleriyle,örnekleriyle panelini zenginleştirdi.







Türk Telekomun İşe Alım Uzmanı Gökhan Günay, işe alımlarda en fazla nelere dikkat ettiklerini, öğrencilik dönemlerinde neler yapılabileceğinden kısa ve çok net cümlelerle bahsetti, tavsiyeler verdi.







Baymak Genel Müdürü Dr. Murat Akdoğan ve İndeks İletişim Danışmanlık Kurucusu Yaprak Özer (en solda) son gün kariyer hikayelerini anlatarak, şimdi o zamanlara dönseler neler yapmayacaklarını dile getirdiler.
Yaprak Hanım, 'iki kere siyasal bilimler bölümünü bitirmezdim ama yine burda sizinle birlikte olmak isterdim' Murat Bey,'çok zorlu dönemler gecirdim ve ciddi sağlık problemleri yaşadım. Bir yandan ölümle boğuşurken bir yandan Baymağın yeniden yapılanması için onca strestin altına girmezdim herhalde' dedi.









Ufuk Tarhan, son gün Digital Dünyanın e-Becerikli İnsanı Olmak adlı panelinde adeta İpek Hanımı doğruladı.  Birçok konuda aynı fikirleri paylaşan Ufuk Hanım, gelişen dünyaya ayak uydurabilmek ve ilerki dönemlerde işsiz kalmamak için sosyal medyaya ayak uydurmak ,sosyal medyayı kullanımda becerikli olmak gerektiğini vurguladı. Ve en çok kendime pay çıkardığım konuysa 2asla yapacaklarınızı ertelemeyin hemen başlayın, en az 100 yaşınıza kadar plan yapın ' cümlelerinden çıktı.








CCN şirketi Work and Travel ile yurtdışına ücretsiz bir öğrenci göndermek için çekiliş yaptı. Talihli  arkadaş İtü öğrencisiydi :)









Dentaş standlar içinde yerini almıştı, ilgiyle öğrencilerin sorularını cevaplıyor, staj ve iş başvuruları hakkında form ve promosyon ürünlerini dağıtıyordu.










Standlar arasında en çok ilgimi çeken Sogla ekibiydi:) keyifli söyleşi yaptık en yakın zamanda da Boğaziçi Üniversitesin de kendilerini ziyaret edicez:) 


Genel hatlarıyla İtü İk zirvesinden bahsetmek istedim. Burda olanlarla da kısıtlı değildi. Üzerimdeki etkisi ise pahabiçilemez. Birçok düşüncem şekil aldı. Organizasyonda emeği bulunan tüm arkadaşlarda oldukça başarılıydı. 






                                                            





























































2.21.2011

İnsan Kaynakları Yönetiminin Tarihçesi



Genelde II. Dünya savaşından sonra kavramın ortaya çıktığı bilinir, oysaki daha eski dönemlere dayanmaktadır. Örneğin, ünlü Babilli Hammurabi kanunlarında ücretlendirme sistemleri, M.Ö 1600lerde Çinlilerde ilk iş bölümü ve uzmanlaşma, M.Ö 400' lerde Çinlilerde personel devir hızının yüksekliğini kullandıklarına rastlıyoruz.


Bilimsel olarak İnsan Kaynakları kavramı ilk olarak Endüstri Devrimi ile ortaya çıkmıştır. Bu dönemde ekonomik hayat hızla gelişmekte, önemli sanayi kuruluşları doğmakta ve insanlar evleri yerine fabrikalarda çalışmaya başlamışlardır. 1890' larda NCR Corporation'ın ayrı personel ofisi açmasıyla Personel Yönetimi Bölümü olarak tarihteki yerini almıştır.

Frederick W. Taylor' un Bilimsel Yönetim anlayışı Endüstri Devriminin ihtiyaç ve değerlerine uygundu. Taylor, kullanılan aletleri, gerekli olan insan gücünü, gerekli olan zaman gibi konularda objektif olarak araştırmalar yapıp daha az zamanda daha fazla üretimi amaçlamıştır.Daha fazla ücretler vererek günlük olan üretimin üstüne çıkmıştır.

Yine bu yıllarda I. Dünya Savaşı patlak vermeye başlar, orduya alınacak askerleri en uygun olanı seçebilmek için psikolojik testler uygulanır.Orduda kullanılmış olsa da   personel seçimi literatürde ilk kez yerini almıştır.

Büyük Buhran'ın ortaya çıkışıyla birlikte işsiz sayısında çok fazla artışların meydana geldiğini görmekteyiz. 1935 yılında Rossevelt tarafından sakatlık, ölüm aylığı, işsizlik sigortası gibi kavramlar yürülüğe konmuştur.




En önemli gelişmelerden biride Personel Yönetimi ile Psikolojinin birleştirilmesiyle oluşmuştur (endüstri psikolojisi Elton Mayo 'nun Hawthorne  araştırmalarıyla (1927-1932) ortaya konmuştur).Çalışanların verimliliğinin sadece çalışma koşulları ya da ücrete göre değil sosyal ve psikolojik etkenlere bağlı olarak da değiştiğini ortaya koymuştur.

II. Dünya Savaşıyla birlikte ek kazançlar ortaya çıkmıştır.Çalışanların motivasyonunu yükselterek işe olan bağımlılıklarını arttırmak için giyim, tatil,yol gibi ek kazançlar verilmeye başlanmıştır.

II. Dünya Savaşından sonra bilgisayar teknolojisiyle insanlık tanışmıştır. Ve Taylor'un fikrine karşıt olan Sosyal İlişkiler kavramını öğrenmiştir. Emeğin verimliliği üzerinde durulmaya başlanır ve birçok şirket Endüstri Psikolijisine yönelir.

Personel Yönetimi bölümünü 1980'lerde varlığını devam ettirmek isteyen, gelişime açık, büyük şirketler önemsemeye başlamıştır. Daha büyük bir yer vermeye başlamışlardır.

Personel Yönetimi kavramı 1990'larda ise,  İnsan Kaynakları Yönetimi kavramı olarak  değişmeye başlamıştır. Öğrenen Organizasyonlar ve Toplam Kalite Yönetimi kavramlarının çıkmasıyla birlikte,insana verilen değer artmaya başlamıştır.

İnsan Kaynakları Yönetimi bu dönemden sonra kendini geliştirmeye devam etmiş. Yeni fonksiyonlar elde ederek ( ödüllendirme, motivasyon vs.), kendi içinde yeni kavramlar oluşturmuştur.

Giderek gelişmekte İnsan Kaynakları departmanlarının asıl amacı; işyerinde verimliliği arttırarak, çalışanların da  tatmin olmasını sağlamaktır. Bir nevi işveren ile işçi arasındaki köprüdür.

2.19.2011

İMMİB



Cuma günü İstanbul Madenciler ve Metaller İhracatçı Birliklerinde (İMMİB) iş sağlığı ve iş güvenliği konusunda aldığım eğitimden memnun döndüm.

Birçok şirket çalışanlarını eğitim için gönderdiği immib de çok güzel tablolar ortaya çıkıyor. Birbirini tanımayan, farklı şehirlerden gelen çalışanlar birbiriyle kaynaşıp yeni dostluklar elde ediyor, deneyimlerini paylaşıp farklı bakış açılarını ortaya koyuyorlar.
        
Bildiklerini pekiştirip, fikir sahibi olmadıkları konuları öğreniyorlar. Çalıştıkları işyerlerinin eksiklerini görüp yapabilecekleri hakkında söyleşiler yapıyorlar.

Çok büyük heyecan ve istekle  gittiğim eğitimden tanıştığım çok iyi insanlarla kontak kurabiliyorum, farklı mesleklerden insanlarla tanışıp sosyal çevremin genişlemesine yardımcı oldu.